çorba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çorba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2008 Pazar

Yeşil Fasülyeli-Peynirli Bulgur Çorbası (Cıvırla)


Ne zamandır eklemek istiyorum bu güzelim şeyi. Unutmuşum. Yöresel bir yemekmiş bu. Erzincan civarlarından. Aslında yöresel yemekleri pek yapmak istemem. Malzemelerin şehirlisi ile tadı illaki tutmaz. Çok basit görünür tarif, malzemesi azdır falan ama diyelim kaymak eritip döker üstüne, o kaymağı bulamazsın şehirde, yemeğin de tek özelliği güzelliğidir o kaymak. Yapamazsın işte öyle kalorifer konforlu is kokulu şehirde. Ama bu tarif öylemi ya? Candan Turhan, Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar kitabında şehirleştirmiş bu tarifi. Yapınca çok güzel oluyor yani. Çocuklar da bayılarak yiyorlar. Bayılınmayacak gibi değil hani. Bulgura taze fasülye ve beyaz peynir eklemek. Çok güzel hareket çoook!!

Tabağın kenarındaki biberiye süs olsun diye koyuldu. Yemeğin malzemelerinden değil, şimdi nerden bulurum biberiyeyi diye korkmayın. Evet korkmayın ve hemen yapın bu yemeği!! Parmaklarınızı yemezseniz bi düşüneyim bakayım ne olayım.

Cıvırla

4-5 porsiyon

2-3 kaşık zeytinyağı

1 kuru soğan, yemeklik doğranmış

2 yeşil biber, küçük doğranmış

1 kaşık salça

2 taze domates, küp şeklinde doğranmış (ya da yarım kutu konserve domates)

1 çay bardağı bulgur

1 litre sıcak su

250 gr yeşil fasülye, küçük küçük doğranmış

150 gr beyaz peynir, ufalanmış

Tuz, karabiber

  1. Çorba tenceresinde zeytinyağını ısıtın ve soğan, biber, salça, domates ve bulguru sırayla kavurarak ekleyin.
  2. Suyu ilave edin. Kaynayınca ağzını kapatın altını kısın ve 10 dakika pişirin.
  3. Fasülyeleri tuz ve karabiberle birlikte tencereye ekleyin, kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişirmeye devam edin (15-20 dk).
  4. Fasülyeler pişince ateşten alın. Peyniri ekleyin ve ağzı kapalı demlendirin. Afiyet olsun.

ÖNEMLİ NOT: Yemeğe koyacağınız her malzeme ayrı ayrı güzel olursa ortaya çıkan sonuç o zaman güzel olur. Yani kahvaltıda zevkle yemeyeceğimiz bir peyniri değerlendirmek adına (börek olayında olduğu gibi) çorbaya koymasak iyi olur. Bu çorba en iyi kahvaltılık peyniri fazlasıyla hak ediyor.

29 Mayıs 2008 Perşembe

Esma Sultan Çorbası (Yeşil Fasülyeli Kabak Çorbası)


Tam kış sebzeleri ile ne pişireceğimi oturtmuşken gelmesin mi yaz, dolmasın mı pazarlar kabak, fasulye, kiraz! Her mevsim başı bocalıyorum ben. Bu kez blogum sayesinde daha kararlı ve planlıyım. Yani, sanırım öyleyim. Eveeeet, yaz sebzeleri dosyamız açılsın lütfen...

Ennn çok tükettiğimiz yaz sebzeleri neler? Kabak ve yeşil fasulye. Bakalım kaç şekilde pişireceğiz bu iki sebzeyi? Birlikte ya da ayrı ayrı.

Pazardan alalım her hafta 1 kilo kabak ve 1 kilo fasulye. 1 demet dereotunu unutmayalım ama. Dereotusuz olmaz. Ve aldığımız malzemelerin dörtte biri ile yapalım hemen güzel bir Esma Sultan Çorbası. Hem bebek hem abisi bayıla bayıla içsin. Anne baba zaten hastası bu çorbanın.

Kaynağımız malum: Candan Turhan, Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar

Esma Sultan Çorbası
5-6 porsiyon

4 kaşık zeytinyağı
1 soğan, yemeklik doğranmış
2 kaşık un, silme
1/2 bardak bulgur
5-6 bardak su
2 kabak, zar biçiminde doğranmış
250 gr taze fasülye, zar biçiminde doğranmış
2 bardak süt
2 avuç dolusu dereotu
karabiber, taze çekilmiş
tuz
  1. Soğanı yağda kavurun. Unu ekleyerek rengi dönene kadar kavurmaya devam edin.
  2. Bulguru sıcak suyla birlikte iyiiice karıştırarak ekleyin. Kapağı kapalı altı kısık olarak 10 dakika pişirin.
  3. Kabak, fasülye ve sütü ekleyin. 15-20 dakika daha pişirin.
  4. Altını kapatınca dereotu, tuz ve karabiberini ekleyip kapağı kapalı olarak en az yarım saat demlendirin.
YOK BÖYLE Bİ LEZZET! Bu çorbanın tavuklu ve daha daha başka sebzelisini yazmıştım daha önce hatırlarsınız (kime diyosam artık?). Ama sadece kabak ve yeşil fasulyelisinin yeri apayrı.
Bu haftanın 1 öğününü böyle atlattık. Kaldı mı geriye 13 öğün (kahvaltıları saymıyorum). Ve kabak ve fasulyemizin dörtte üçü. Onları da çok muhteşem şekil ve tarzlarda pişirecek hem kendimizi hem de aile fertlerini şaşırtacağız. Hazır mısınız?
Ama önce şu çorbayı bi pişirin gözünüzü seviyim.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Limonlu Sebze Çorbası

Favori çorbam sürekli değişiyor. Son bir aydır ennnnn favorim Pırasa Çorbası. Bu çorbayla tanışmasaydım pırasayı yalnızca almam gerekiyor diye alacak sonra ne yapacağımı bilemez bir telaşla her yemeğin içine az az katıp bitirmeye çalışacaktım- seneleeerdir yapageldiğim gibi. Söylememem gerekir gerçi ama ben o klasik pirinçli pırasa yemeğini pek doyasıya yiyemiyorum, pişiremiyorum o yüzden. Ama neyseki bu güzelim çorbayı yaptım, yedim, beğendim, tekrar yaptım, Sinan-Civan yedi, daha çok beğendim... Her hafta mutlaka yaptım, arada başka sebzelerle, mercimekle çeşitlendirdim. Hepsine ama hepsine bayıldım! Ve Sinan ve Civan hiçbirine hayır demediler, büyük bir zevkle içtiler.

Candan Turhan bu çorba için "Bu kadar basit ve bu kadar kısa bir tarif daha var mı?" demiş tarifinin başında. Ve ben ekliyorum: bu kadar leziz, bu kadar ferah, bu kadar çeşitlendirmeye müsait, bu kadar sebze-sebze, bu kadar malzeme-kurtarıcı, bu kadar sağlıklı bir tarif de yok! Bi deneyin, bakalım siz ne düşünceksiniz?

Pırasa Çorbası
4-5 porsiyon
Candan Turhan, Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar, s.43

Yarım kilo pırasa, doğranmış
1 patates, ufak doğranmış
1 yemek kaşığı tereyağ
1 lt sıcak su
1 çay kaşığı zencefil
1/2 çay kaşığı muskat rendesi
1/2 limonun suyu
1 çay kaşığı tuz
Limon kabuğu rendesi (servis için)

  1. Yağı erit, pırasa ve patatesi kavur.
  2. Su, tuz ve baharatı ekleyip 20-30 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişir.
  3. Blenderla püre yap ve bir taşım daha kaynattıktan sonra ateşten al.
  4. Limon suyunu ekle ve ağzı kapalı dinlendir.
  5. Servis yaparken üzerine limon kabuğu rendesi serp. Tabi isteğe bağlı olarak.
Teknik çok basit. Tereyağında sebzeleri hafif kavur. Su ve baharatını ekle pişir. Püre yap. Limon suyunu ekle. Dinlendir.

Hepsinde pırasa başrolde olacak şekilde, işte yaptığım çeşitlemeler:





200 gr pırasa, 4-5 sap yeşil soğan, 1 havuç, 1 patates









250 gr pırasa, 1 havuç, 1 pancar









2 sap pırasa, 1 havuç, 1 kabak, 1/2 bardak kırmızı mercimek
baharat olarak kimyon, kişniş, muskat



Benim kırmızı mercimeğim böyle kabuklu. Müthiş bir şey. Marketlerde satıldığını hiç görmedim. Anneannemizden aldım, çok sevdim. Neden soyarlar ki o güzelim kabuğunu mercimeğin?

13 Nisan 2008 Pazar

Mercimekli Bulgur Çorbası


Bir Tijen İnaltong tarifi. Mercimekli bulgur pilavının sulu hali. Amaaaaaaa, lezzeti aynı malzemelerle yapılan pilavı en az beşe katlar. Ve böylelikle yenen miktar da en az üçe katlanır.
Tarifi Candan Turhan’ın Dumanı Üstünde kitabında gördüm ve yaptım. O günden beridir bulguru pilav olarak değil çorba olarak pişiriyorum. Hem tat, hem görüntü, hem koku, hem de Sinan tarafından mideye indirilmesi açılarından son derece memnunum. Eğer şimdiye kadar bu şekilde pişirmedi iseniz bulguru, lütfen bir deneyin. Pilavı eminim siz de rafa kaldıracaksınız. En azından belli bir süre. Ben bu tarifi bloguma koyarak “hayat boyu yapılacaklar” listeme almış bulunuyorum. Darısı sizin başınıza.
Buyurun tarif…

Mercimekli Bulgur Çorbası
4-6 porsiyon

Yarım bardak pilavlık bulgur
Yarım bardak yeşil mercimek
6-7 bardak sıcak su
2 kaşık zeytinyağı
1 soğan, yemeklik doğranmış
2-3 diş sarımsak, kıyılmış
1-2 yeşil biber, doğranmış
1-2 taze domates (ya da yarım kutu konserve küp doğranmış domates)
1 tatlı kaşığı salça
1 tatlı kaşığı kuru nane
2 çay kaşığı tuz
Karabiber


  1. Mercimeği sıcak suda 1-2 saat bekletin. Bulguru ekleyip yumuşayana kadar ağzı kapalı kısık ateşte pişirin (30-40 dakika).

  2. Bu arada ayrı bir tavada soğan ve sarımsağı yağ ile birlikte kavurun. Önce biberi, sonra domatesi ve salçayı ekleyerek sebzeler yumuşayana kadar kavurmaya devam edin. Pişmeye yakın tuz, karabiber ve nanesini ekleyin.

  3. Bulgur ve mercimek yumuşayınca domatesli karışımı ilave edin. Ağzı kapalı ve kısık ateşte 10 dakika kadar birlikte pişirin. Ateşten alın. Biraz demlendirdikten sonra servis yapın.

İlk yaptığımda bibersiz yapmıştım. İkincisinde de domates yoktu, yalnızca salça kullandım. İkisi de bu şekilde yapılan kadar lezzetli olmadı. Oldu ama bu kadar olmadı. Bu hali en güzeli. Biber ve domatesi ayrıntı olarak görüp eklememezlik yapmayın. Bir de mevsimi dışında domates yerine konserve küp doğranmış domates kullanmaktan çekinmeyin. Lezzet ve kullanım kolaylığı olarak çok çok başarılı.
Deneyene afiyet olsun.

12 Mart 2008 Çarşamba

Pirinçli Bezelye Çorbası



Bir Dumanı Üstünde tarifi daha. Böyle basit, böyle az malzemeli işte. Çok hafif, çok hoş… İnsanın içtikçe içesi gelen çorbalardan. Sinan sevdi pek tabi ki. Gerçi buraya koyduğum her tarif gibi ben daha çok sevdim.

Pirinçli Bezelye Çorbası
3 porsiyon
1 yemek kaşığı tereyağ
1 soğan, yemeklik doğranmış
1 bardak taze ya da donmuş bezelye
3-4 yemek kaşığı tam (kahverengi) pirinç
1 avuç kıyılmış maydanoz
1 lt su
½ çay kaşığı rendelenmiş muskat
Karabiber, tuz
  1. Yağı eritin, soğanı kavurun.

  2. Bezelye ve maydanozu ekleyerek kavurmaya devam edin.

  3. Pirinci de ilave edin, kavurmaya devammm….

  4. Su, tuz, karabiber ve muskatı katarak 30 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin.

  5. Biraz demlendirdikten sonra servis yapın.

Tarifin orjinalinde bezelye konserve, pirinç de beyaz olarak verilmiş. Konserve bezelye kullanacak iseniz pişirme süresini 15 dakika olarak ayarlayın. Ama şu anda tazesi, her mevsimde de donmuşu varken konserveye pek yüz vermeyin derim.

Bu çorbamızın Olmazsa Olmazı maydanoz ve muskat.

Maydanoz her zaman elimin altında olmasını istediğim otların başında geliyor. Onsuz olmayan bir sürü yemeğimiz var çünkü. Bir süredir maydanozu alır almaz hepsini yıkayıp sapları dahil kıyıp buzluğa atıyorum. Yemeklerde kullanacağım zaman poşeti buzluktan çıkarıyor ve kullanacağım kadarını parça olarak alıyor (çok kolay koparılıyor) gerisini tekrar buzluğa kaldırıyorum. Dereotunu da aynı şekilde hep buzluktan kullanıyorum. Taze fesleğen bulursam onu da buzluğa kaldırmayı düşünüyorum.
Böylelikle hem her zaman maydanozum, dereotum kullanıma hazır oluyor hem de gramını ziyan etmiyorum.
Soğanı da doğrayıp koyuyorum buzluğa fakat onu başka zaman anlatayım.
Annemin bir lafı ile kapatayım artık: "Yiyene afiyet olsun, yemiyene git şuraya otur olsun!" Lafın orjinali böyle değil, bu terbiye edilmiş hali sanırım. Çocukken kızdırırdık annemi çok. Yemezdik ki hiç yemek!! Şimdi farkediyorum ki aslında ne çok üzmüşüz onu. Mutlu etmek ise ne kadar kolaymış. Tabağındaki yemeği bitir, sonra bütün gün şirne (bu da Karamanlıca, şımar dur anlamında). Eminim hiçbir annenin siniri, yemeğini yiyen çocuğun şirnemesine bozulmaz. En azından ben öyleyim. Gerisini bilmiyorum.

10 Mart 2008 Pazartesi

Kremalı Ispanak Çorbası


Ben sade suya sebze çorbalarını yapmazdım hiç, öyle tarifleri hemen atlardım. Tavuk suyu olmadan lezzetli olmaz diye… Nasıl yanılmışım! Bunca sene!! Buyurun işte: ıspanak, su, az süt, az krema. Nefis! N’oldu da daha önce yaptığım zaman hiçbir şeye benzemeyen çorbalar birden lezzet abidesi kesiliverdi? Veriyorum müthiş çorba pişirme sırlarını. Candan Turhan o güzelim kitabında bahsetmiş, ben de deneyimledim. Buyurun:


  1. Çorbayı pişirmeye başlamadan önce malzemelerin en az yarısı (ilk tencereye girecek olanları) hazır edilmeli. Tecrübelerime göre en önemli şey, sakin, dingin ve dengeli olmak. Öyle panik içinde malzemeler havada uçuşurken yaptığım yemekler pek bir şeye benzemiyor ne yazık.

  2. Malzemeler nasıl doğranması gerekiyor ise öyle doğramalı ve hepsinin aynı şekil ve büyüklükte doğranmış olmasına özen göstermeli.

  3. Çorbalara eklediğimiz su kesinlikle kaynar su olmalı. Ben en çok buradan kaybediyormuşum. Soğuk koyup kaynamasını bekliyordum:( Ani su ısıtıcımız en önemli yardımcımız.

  4. Kesinlikle ama kesinlikle ağzı kapalı ve altı çok çok kısık bir şekilde pişirmeli. Fokur fokur kaynatmadan ve tencerenin ağzını neredeyse hiç açmadan. Ne kadar az buhar kaybı o kadar az besin kaybı ve o kadar çok lezzet korunumu!

  5. Fazla pişirilmemeli. Sebze çorbaları ve hatta mercimek çorbası bile bir üst maddedeki şartlar yerine getirildiğinde 20-25 dakikada pişiyor. Kesinlikle saat kullanılmalı. Ben fırınımın saatini ayarlıyorum.

  6. Çorbaya ekleyeceğimiz baharat, tuz gibi malzemelerin hepsini küçük bir kapta hazırlamalı, hepsini tek tek eklemek için uğraşırken gereksiz buhar kaybına izin vermemeli.

  7. Ve baharatlar. Mesela zencefil, mesela muskat ya da zerdeçal, kişniş… Ve baharat karışımları garam masala, köri… Ufacık bir dokunuşları ile yemeği bambaşka bir düzleme çıkarıveriyorlar. Karabiber kimyon kısırlığından kurtulmak, baharat yelpazemizi geliştirmek, genişletmek lazım. Dumanı Üstünde özellikle baharat kullanma konusunda insanı çok geliştiriyor. O baharatlar ki bi pırasayı, bi ıspanağı, bi pancarı, bi bezelyeyi (üstelik de konserve), bi kabağı aşık olunası çorbalar haline dönüştürüveriyor. Tarifte verilen baharatı evde yok diye es geçmemeli, bi baharatçıya gitmeli, almalı. Üşenmemeli.

  8. Çorba ateşten alındıktan sonra mutlaka ağzı kapalı olarak dinlendirilmeli, demlenmeli. Sakinleştirilmeli. En az yarım saat. Yani çorbanın altını kapatıp hemen sofraya getirmek yok.
Ben her sabah aynı saatlerde (bebek uyurken) büyük bir hassasiyetle daha önceden belirlediğim (çoğunlukla Dumanı Üstünde’den) çorbayı tüm bu noktalara dikkat ederek pişiriyorum. Ve artık hiç hayal kırıklığı yaşamıyorum.

Bu kadar dersten sonra gelelim tarife. Tabi ki Dumanı Üstünde’den.

Kremalı Ispanak Çorbası
4-5 porsiyon

500-750 gr ıspanak
1 yemek kaşığı tereyağ
1 kuru soğan, yemeklik doğranmış
1 lt su
2 yemek kaşığı krema
Yarım bardak süt
Yarım çay kaşığı muskat
1 çay kaşığı tuz
Karabiber


  1. Yağı eritip soğanı kavurun.

  2. Kabaca doğranmış ıspanağı ekleyin ve 5-10 dakika kavurun.

  3. Suyu ekleyin, 20 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin.

  4. Blenderla püre yapıp krema, süt, baharat ve tuzunu ekleyin. Bir taşım daha kaynatıp ateşten alın.

  5. Ağzı kapalı demlendirin.

Çorbamızın Olmazsa Olmazı muskat. Namı diğer küçük hindistancevizi ya da hint cevizi. Toz olarak değil de tane olarak almak ve rendeleyerek kullanmak daha makbul. 10 tane alsanız senelerce yetiyor. Zaten hep çok az miktarlarda kullanılıyor. Eksik etmeyin derim.

Çorba, haşlanmış nohut ve makarna eklenerek taneli hale getirilebilir. Taneli hali Sinan’ın daha çok hoşuna gitti.

26 Ocak 2008 Cumartesi

Sebze Çorbası, Tavuklu-Sütlü-Bulgurlu



Şu fotoğrafta gördüğünüz şey benim hayatımı değiştirdi. Abartmıyorum. Bu çorbayı ürettiğim tarif, aldığımdan beri elimden düşüremediğim ve her gün içinden bir tane daha çorba yapmak için inanılmaz heyecanlandığım son zamanlarda edindiğim ennnnn muhteşem yemek kitabından: “Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar - Kolay Ekmekler, Candan Turhan, Oğlak Yayınları”
İçindeki çorbalara inanılamıyor! Bu satırları her kim okursa lütfen bir tane edinsin bu kitaptan, abartmadığımı gözleri ile görsün.
Kitapta Esma Sultan Çorbası olarak geçen bu çorba esas olarak kabak ve taze fasülye ile yapılıyor. O hali de muhteşem. Ben içine tavuk eti ve 1-2 çeşit sebze daha ekledim. Sinan çok sevdi. Biz de bayıldık. Son haftanın en hapır hupur yenen yemeği oldu. Ayrıca misafir menümün çorbalığına terfi etti kendisi.
Gelelim tarifimize.

Tavuklu Sebze Çorbası
6 porsiyon

3-4 kaşık zeytinyağı
1 soğan, yemeklik doğranmış
4-5 diş sarımsak, ezilmiş
100 gr tavuk kıyması*
1 kaşık un, tepeleme
¼ bardak bulgur
1 lt su
Sebze, her birinden ½’şer bardak küçük doğranmış (havuç, kabak, kırmızı biber, konserve mısır)**
1 bardak süt
Tuz, karabiber
Dereotu, 1 avuç dolusu

*Her hafta sonu 1 bütün tavuk alıp etini kemiğinden ayırttırıyoruz demiştim ya. İşte o etin bir kısmını mutfak robotunda kıyma haline getirip 100 grlık parçalar halinde (tenis topu büyüklüğünde) buzluğa kaldırıyorum. Çorbaya koymak ya da 1 porsiyon köfte hazırlayabilmek için.
** Başka neler yakışır, aklıma gelenler: Yeşil fasülye, bezelye, yeşil biber, mantar, karnabahar, brokoli vs.
  1. Soğan ve sarımsağı yağda kavuralım.
  2. Tavuk kıymasını ekleyelim ve kavurmaya devam edelim.
  3. Unu ilave edip bir iki kez karıştırdıktan sonra sıcak suyu ve bulguru ilave edelim. Unun topaklanmasını önlemek için suyu karıştırarak ekleyelim. Ağzı kapalı kısık ateşte 10 dk kadar pişsin.
  4. Bu arada her birinden yarım bardak olacak şekilde 3-4 çeşit sebzemizi küçük küçük doğrayalım ve çorbamıza ilave edelim ve 15 dakika daha ağzı kapalı pişirelim.
  5. Sebzeler pişince süt, tuz, karabiberi ilave edip bir iki dakika daha pişirip altını kapatalım.
  6. Dereotunu ekleyip ağzı kapalı demlendirelim.
NOT: 1 yaşından küçük bebeğiniz var ise, onun için çorbadan süt ve tuzu eklemeden hemen önce 1-2 kepçe ayırabilirsiniz.

4 Ocak 2008 Cuma

Sebzeli Domates Çorbası


Bu tarife Ev Cini’nde rastlamıştım ve birkaç farklı domates ürünü ile denedim. Domates püresi, taze domates, konserve doğranmış domates ve fotoğrafta gördüğünüz domates rendesi ile. Konserve domates ile çok güzel oldu ama bu domates rendesi ile süper oldu. Aslında taze domatesle çok daha güzel olması gerekir ama hakiki (!) taze domates yazın ortasında bile çok az denk geliyor şehirde oturan insana. Artık. Ne yazık.
Normalde konserve alma, tüketme alışkanlığım hiç yok. Son bir senedir kışın domatesi (küp doğranmış ya da bütün, domates rendesi) konserve olarak alıyorum, malumunuz nedenlerle. Bi de daha yeni mısır almaya başladık. Çok seviyor Sinan. Yemek zamanı masaya oturmayacak gibi olursa yemeğin üzerine hemen 1 kaşık mısır koyuyorum. “Anneciiiim, bak sana mısırlı bilmemne yaptıııııım” diye çağırınca hemen bitiveriyor masanın dibinde. Bakalım bu numara ne kadar tutacak. Bende hem numaralar hem de sabır bitiyor gibi ya hayırlısı.
Bu domates çorbasının klasik domates çorbasından farkı, kıvamını undan değil de sebzeden alıyor olması. Ben çok sevdim. Sinan da sevdi. Üzerine dökülen kremanın hatırına yiyor gibi sanki biraz. Olsun.
Bakalım başka hangi anneler pişirecek bu güzelim çorbayı, başka hangi canavarlar yiyip:) hangileri burun kıvıracak:(
Herkese afiyet olsun. Ev Cini’ne de çok teşekkürler!

Sebzeli Domates Çorbası4-6 kişilik
1 bardak=250 ml

1 çorba kaşığı tereyağı
1 soğan
1 patates
1 havuç
1 yemek kaşığı doğranmış kereviz sapı ya da 1 küçük kereviz
2 bardak domates rendesi
2-3 bardak su
1’er çay kaşığı kişniş ve kimyon (gönlünüze göre artık…)
Tuz, karabiber,
Krema, servis için
  1. Soğanı yemeklik doğrayın ve tereyağında kavurun.
  2. Küp doğramış olduğunuz havuç ve patatesi ekleyin ve karıştırarak kavurma işlemine devam edin.
  3. Doğranmış kereviz yapraklarını, domatesi ve baharatları ilave edin. Altı kısık ve kapağı kapalı bir şekilde domatesle sebzeler iyice kaynaşana kadar pişirin.
  4. 1-2 bardak sıcak su ilave edip içindeki sebzeler yumuşayana kadar ağzı kapalı pişirmeye devam edin. Arada kontrol etmeyi, karıştırmayı unutmayın. Dibine tutar yemek, karışmam.
  5. Pişme işlemi bitince çorbayı püre haline getirin. Kıvam ayarını bu aşamada sıcak su ile yapabilirsiniz. O yüzden baştan hemen tarifteki suyun tamamını koymayın derim.
  6. Üstüne krema gezdirerek servis yapın.
Notlar:
  1. Kereviz sapı yerine taze fesleğen, biberiye gibi aromatikler de şahaaaane olur.
  2. Kıvamı koyu yapılıp makarna sosu olarak kullanılabilir. Nitekim kalan çorba ertesi güne dolapta koyulaşmıştı. Makarnaya sos yaptım. Çok sevdi.

29 Kasım 2007 Perşembe

Ezo Gelin Çorbası


Bazı temelbaş yemeklerin tarifini sabitlemem lazım. Tek elle, gözüm burnum kapalı aynı lezzette yapabiliyor olmam lazım. (Kucağımda bebek, gözüm uykusuzluktan, burnum da hastalıktan kapalıyken yani) Yok öyle göz kararı, el ayarı artık. Yemek pişerken gerekli kontrolleri yapıp düzeltmelerde bulunamıyorum çünkü.
Mercimek çorbamı sabitledim mesela. “Dolapta şu var, bunu damı koysam, ya şu baharatı eklesem mi” yapmıcam, yapamıcam. Tarif neyse o!

Malzemeler:
6 porsiyon
1 yemek kaşığı tereyağı
1 soğan
1 yemek kaşığı salça, tepeleme
½ bardak kırmızı mercimek
1 havuç
5 bardak su
1’er yemek kaşığı tel şehriye, ince bulgur
1 tatlı kaşığı kuru nane
Tuz, karabiber
  1. Soğanı yemeklik doğrayın. Tereyağında kavurun.
  2. Mercimeği ekleyip kavurmaya devam edin.
  3. Rendelenmiş havucu, salça ve naneyi ekleyip birkaç dakika daha kavurduktan sonra suyunu, tuzunu, karabiberini ekleyin ve kaynamaya bırakın. (Ben bu aşamayı düdüklüde yapıyorum. Tencerede ne kadar kaynarsa kaynasın iyi pişmiyor mercimekler)
  4. Mercimekler pişince bulgur ve şehriyeleri ekleyip kısık ateşte ağzı kapalı olarak şehriyeler pişene kadar kaynatın.
Bu kadar. Deneme yok. Macera yok. Sürpriz yok.

14 Kasım 2007 Çarşamba

Sütlü Yoğurt Çorbası


Tarif Devletşah ve ekibinin hazırladığı Yemek.Name ’nin Kasım sayısından.
Bildik yoğurt çorbasının az yoğurt, bol süt ile yapılanı. Tadı çok daha yumuşak oluyor. Tam çocukların seveceği gibi yumuşacık.
Orijinalinin adı Toyga Çorbası. İçine yalnızca yarma konuyor fakat ben ne yaptım? Tahılın yanına 1 sebze ve 1 bakliyat ekleyip içimi rahatlattım.

Malzemeler:
6-8 porsiyon
1 bardak yoğurt
1,5 lt süt
1/3 bardak un
1 yumurta
1 havuç
½ bardak yarma, haşlanmış
½ bardak nohut, haşlanmış
1-2 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
Tuz


  1. Havucu küp küp doğrayıp az su ile yumuşayana kadar haşlayın. Yarma ve nohutla karıştırın. Bi kenarda beklesinler.

  2. Bu arada yumurta, un, yoğurt ve sütü pürüzsüz olacak şekilde iyice çırpın. Koyulaşana, kaynamaya başlayana kadar karıştırarak pişirin.

  3. Çorbamız kaynamaya başlayınca kenarda bekleyen malzemeleri içine ekleyin. 1-2 dakika birlikte kaynasınlar.

  4. Tuzunu ekleyip altını kapatın.

  5. Başka bir tavada tereyağını kızdırın. İçine nane ve pulbiberi ekleyip çorbanın üzerine ekleyin.
Bu yoğurt, süt, un ve yumurta dörtlüsü çok amaçlı bir sosmuş meğersem. Hiç dikkat etmemiştim daha önce. Kıvamı ve içine koyduğunuz malzeme ile oynayarak çok farklı yemekler ortaya çıkarmak mümkün.
Mesela koyu kıvamda pişirip içine de pişmiş bir sebze ekleyip (karnabahar, brokoli, ıspanak, havuç vs…) et/köfte yanına garnitür olarak sunulabiliyor. Beşamelin kullanıldığı her yerde kullanılabilir. Daha az yağlı ve daha ferah bir tadı var. Çok sevdim ben çoook. Tek sorun, zaten süt tüketimimiz fazla idi, şimdi çok fazla oldu. Taşı dur artık kocacım, n’apalım?

12 Kasım 2007 Pazartesi

Kuru Fasulye Çorbası, Sebzeli

Ben bu İtalyanların her şeyine hastayım. Özellikle yemeklerine: o içinde herbişey olan çorbalarına, pilavlarına, pizzalarına, makarnalarına, mantılarına. Hele o peynirleri, ekmekleri, dondurmaları… Hepsi çocuklar düşünülerek özene bezene oluşturulmuş sanki. Yok İtalya’da falan yaşamadım, ama çok isterdim. Gördüğüm, duyduğum, sorduğum, öğrendiğim kadarıyla hayranlarıyım.

Bu çorba İtalyanların minestrone çorbasının bizim mutfakta pişmiş hali. Sinan’ın en favori yemeklerinden. Bizim kuru fasulye yemeğinin üzerine 1-2 kat çıkılmış hali:) Çenem düşecek biraz. Önce tarifi vereyim.

Malzemeler:
6 porsiyon
4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 soğan, 3-4 diş sarımsak
½ yemek kaşığı salça
1 tatlı kaşığı kuru nane
Tuz, karabiber, kırmızıbiber
1 lt tavuk suyu
1’er adet havuç, kabak, patates
1 ½ bardak kuru fasulye, haşlanmış
1/3 bardak şehriye (ya da herhangi bir küçük makarna çeşidi ya da erişte)
  1. Soğanı yemeklik doğrayın ve yağda kavurun.

  2. Salçayı ve sarımsakları ekleyip biraz birlikte kavurduktan sonra nanesini ekleyin ve tavuk suyunu ilave edin.

  3. Tencerede soğanlı, salçalı suyunuz kaynayadururken sebzeleri pişmesi en uzun sürecek olandan başlayarak küp küp doğrayıp tencereye ilave edin. Benim durumunda bu sıra havuç-patates-kabak idi.

  4. Sebzeler pişmeye yakın fasulye ve makarnayı ekleyin. Tuz ve baharatlarla tatlandırdığınız malzemeleri, güzel ve seviyeli bir birliktelik oluşturana kadar kısık ateşte pişirin.

Bazen salçasız yapıyorum. Tüm malzemeleri tavuk suyunda haşlayıp, naneyi yağ ile ısıtıp üzerine ekliyorum. İçindeki sebzeleri istediğiniz gibi çeşitlendirebilirsiniz, kuru fasulye yerine barbunya da kullanabilirsiniz. Her hali başka güzel.

Ben bu cümleleri yazarken televizyonda Rachel Ray Show’da 12 yaşında İtalyan bir erkek çocuk bu yemeği pişiriyor. Her şeyi daha büyük doğradı, makarnalar da büyük boy. İçine taze defne yaprağı, biberiye ve kekik de koydu. Salça yerine konserve domates kullandı. Ve üzerine bolca parmesan… Yaparken de bi havalar, bi konuşmalar… Bayıldım çocuğa!

Çok güzel 2 tane kapkalın İtalyan mutfağı kitabım oldu: Silver Spoon ve The Classic Italian Cookbook. Bu sayfada sık sık İtalyan mutfağından feyz alarak yaptığım yemekleri göreceksiniz artık. Her seferinde de adamları öven bir iki cümle ederim, tutamam kendimi.

İtalyanlarla ilgili herhangi bir şeye bakarken, okurken, dinlerken çoğu zaman şaşkınlıkla kızgınlık arası bir duyguyla söylenirken buluyorum kendimi. Gözümün önündeki sahne şöyle: Aynı coğrafya, aynı malzemeler… Biz temellerini atmışız binanın, sonra öylece kalmış, sanki mütahit dolandırıcı çıkmış, baştan hesabı iyi yapmamışız paramız tükenmiş. Onlar da ise bir neşe bir kahkaha, çıkmışlar 10 kat. Kadehler elde sürekli kutlamaca. Biz tabi dönmüşüz arkamızı, duyuyoruz coşkuyu neşeyi ama duymazdan geliyoruz. Dikmişiz gözümüzü şaheserimize, övünüp duruyoruz. Aramızdan “ya arkadaşlar, toplayalım aramızda para, çıkalım bir iki kat” diyenlere hemen kızıyoruz, hemen susturuyoruz. Hiç gerek yokmuş, böyle çok muhteşemmiş, olan da sallanıp yıkılabilirmiş, var gücümüzle korumalıymışız o 3-5 çıplak sütunu, mişmişiz, miş miş mişiz…

21 Temmuz 2007 Cumartesi

Yoğurt Çorbası, Sebzeli-Erişteli


Çocukluğumdan beri en sevdiğim çorbadır. Yanında çoban salata ile tabak tabak yiyebilirim. Tabi annem pirinçli sade halini yapar. O hali de pek güzeldir ama bu hali daha besleyici ve hatta daha güzel. Sanırım beğenilerimiz de genetik yolla çocuklarımıza geçiyor. Sinan da bayılıyor bu çorbaya; bol soğanlı, sirkeli çoban salata eşliğinde.

Malzemeler
6 porsiyon

Karışık sebze (1 soğan, 1 havuç, 1 patates, 8-10 adet taze fasülye)
6 bardak yani 1,5 litre su (veya varsa tavuk suyu)
½ bardak erişte
2 bardak yoğurt
1 yumurta
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı kuru nane

  1. Küçük küpler halinde doğradığınız sebzeleri – artık evde ne varsa – suda haşlamaya başlayın. Suyu içine koyduğunuz malzemenin miktarına gore ayarlayabilirsiniz.
  2. Sebzeler olmaya yakın erişteleri tencereye ekleyin.
  3. Bu arada ayrı bir kapta yoğurt, yumurta, un ve kuru naneyi iyice karıştırın.
  4. Pişen çorbanın suyundan yoğurt karışımına 1-2 kepce ekleyin ki ılınsın ve kesilmesin.
  5. Yoğurt karışımını çorbaya yavaş yavaş sürekli karıştırarak ilave edin. Çorba kaynayana kadar karıştırmaya devam edin. 2-3 dakika kaynatın.
  6. Bu kadar.

    Kuru naneyi üzerine annelerimizin yaptığı gibi sonradan tereyağ ile birlikte ekleyebilirsiniz. Daha lezzetli olur. Fakat böyle de güzel. Hem böyle soğuk olarak ta içilebiliyor.

    Bu çorbayı sonsuz kere çeşitlendirmek mümkün. Şöyle ki: İçine her tür sebze koyabilirsiniz (kabak, iç bakla, bezelye, ıspanak, mantar, kereviz …). Erişte yerine arpa şehriye ya da herhangi küçük boyutlu makarna kullanılabilir. Ayrıca her tür tahıl ve bakliyat bu çorbaya çok yakışır ve daha da besleyici yapar (pirinç, bulgur, buğday, nohut, fasülye ve hatta yeşil mercimek…).

20 Temmuz 2007 Cuma

Tarhana Çorbası, Kıymalı-Nohutlu


Genellikle doktorlarımız çocuklarımız için “1 yaşından sonra sizinle birlikte sofraya oturabilir (yani sizin yediklerinizden yiyebilir)” der. Ve fakat unutmayalım ve daima farkında olalım ki: Çocuklarımız birer küçük yetişkin değildirler. Hala büyüme evresinde olduklarından bizden daha fazla çeşitlilikte besine ihtiyaçları vardır. Ayrıca mideleri bizimkinden daha küçüktür ve az miktarda yemekle doyarlar.
Bu nedenle kendi soframızı çocuklarımızın besin gereksinimlerine göre yeniden gözden geçirmeli, yemekleri onu/onları düşünerek hazırlamalı, bir kase içinde mümkün olduğunca fazla besin çeşidini içeren yemekler hazırlamalıyız. Biz doymak için yeriz, onlarsa büyümek için. Az yedikleri için de her öğün aynı derecede değerli. Her öğün, çeşit, besin değeri ve lezzet açısından zengin yemekler sunmamız boynumuzun borcu. Doğurduk bi kere, bakmaya çalışacağız artık ziyadesiyle. Sonra rahat bırakmaz vicdanımız.

Ben öyle yapmaya çalışıyorum şahsen. Önceden sade suya yaptığım çorbalar şimdi tam bir arapsaçı mı desem lezzet tepecikleri ile bezeli mi desem. İşte ilk tarifim: Tarhana çorbası. Ama kıymalı ve nohutlu.

Çok klasik oldu bir ilk tarif için. Fakat Sinan’ın hiç hayır demeden yediği yemeklerin başında geliyor. Babamızın evde bir süre tarhana pişmeyince “en son ne zaman tarhana pişirdin söyler misin?” cümlesi ile başlayan, dallanıp budaklanma ihtimali yüksek tartışmalardan kaçınmak için de dönüp dolaşıp yapmam gereken bir yemek ayrıca. Tarhanayı bu vereceğim tarife benzer benzemez her seferinde farklı oluveren şekillerde pişirirken, ruki.org adlı sitede bu şekline rastladım çorbanın ve o günden beri illaki böyle pişiyor bizim evde tarhana. Israrla tavsiye ederim. Pişiriniz, ama illaki böyle.

Malzemeler:
6-8 porsiyon
2-3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
150-200 gr yağsız kıyma
8-10 diş ezilmiş sarımsak
1 yemek kaşığı salça
1 bardak tarhana
8 bardak su (2 lt)
1 yemek kaşığı kuru nane
½ tatlı kaşığı pul biber
Tuz, bolca karabiber
1-2 bardak haşlanmış nohut


  1. Kıymayı, zeytinyağında sarımsaklarla beraber kavurun.
  2. Salça ve naneyi ekleyip birkaç kere karıştırın.
  3. 2 litreden bir bardak su ayırın, kalanı tencereye dökün.
  4. Bir kasede, tarhanayı ayırdığınız 1 kap su ile iyice karıştırın ve tüm baharatlarla birlikte karıştırarak tencereye ekleyin.
  5. Kaynayana kadar karıştırmaya devam edin.
  6. 5-10 dakika kısık ateşte pişirin.

Oldukça koyu bir kıvamda oluyor bu ölçülerle. Çocuklar için çorbanın kıvamı ne kadar koyu olursa o kadar iyi. Siz daha duru sevebilirsiniz ama bırakın koyu kalsın. Her şey vatan için!
Afiyet olsun.


Related Posts with Thumbnails