29 Mayıs 2008 Perşembe

Esma Sultan Çorbası (Yeşil Fasülyeli Kabak Çorbası)


Tam kış sebzeleri ile ne pişireceğimi oturtmuşken gelmesin mi yaz, dolmasın mı pazarlar kabak, fasulye, kiraz! Her mevsim başı bocalıyorum ben. Bu kez blogum sayesinde daha kararlı ve planlıyım. Yani, sanırım öyleyim. Eveeeet, yaz sebzeleri dosyamız açılsın lütfen...

Ennn çok tükettiğimiz yaz sebzeleri neler? Kabak ve yeşil fasulye. Bakalım kaç şekilde pişireceğiz bu iki sebzeyi? Birlikte ya da ayrı ayrı.

Pazardan alalım her hafta 1 kilo kabak ve 1 kilo fasulye. 1 demet dereotunu unutmayalım ama. Dereotusuz olmaz. Ve aldığımız malzemelerin dörtte biri ile yapalım hemen güzel bir Esma Sultan Çorbası. Hem bebek hem abisi bayıla bayıla içsin. Anne baba zaten hastası bu çorbanın.

Kaynağımız malum: Candan Turhan, Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar

Esma Sultan Çorbası
5-6 porsiyon

4 kaşık zeytinyağı
1 soğan, yemeklik doğranmış
2 kaşık un, silme
1/2 bardak bulgur
5-6 bardak su
2 kabak, zar biçiminde doğranmış
250 gr taze fasülye, zar biçiminde doğranmış
2 bardak süt
2 avuç dolusu dereotu
karabiber, taze çekilmiş
tuz
  1. Soğanı yağda kavurun. Unu ekleyerek rengi dönene kadar kavurmaya devam edin.
  2. Bulguru sıcak suyla birlikte iyiiice karıştırarak ekleyin. Kapağı kapalı altı kısık olarak 10 dakika pişirin.
  3. Kabak, fasülye ve sütü ekleyin. 15-20 dakika daha pişirin.
  4. Altını kapatınca dereotu, tuz ve karabiberini ekleyip kapağı kapalı olarak en az yarım saat demlendirin.
YOK BÖYLE Bİ LEZZET! Bu çorbanın tavuklu ve daha daha başka sebzelisini yazmıştım daha önce hatırlarsınız (kime diyosam artık?). Ama sadece kabak ve yeşil fasulyelisinin yeri apayrı.
Bu haftanın 1 öğününü böyle atlattık. Kaldı mı geriye 13 öğün (kahvaltıları saymıyorum). Ve kabak ve fasulyemizin dörtte üçü. Onları da çok muhteşem şekil ve tarzlarda pişirecek hem kendimizi hem de aile fertlerini şaşırtacağız. Hazır mısınız?
Ama önce şu çorbayı bi pişirin gözünüzü seviyim.

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Balkabaklı Kek


Arkadaşlarla, çoluk çocuk çok güzel bir haftasonu geçirdik. Küre dağlarının eteklerinde, alabildiğine yeşil, alabildiğine taze... Özellikle çocuklarımız birbirleriyle kaynaştı, oynadı. Gerçi çoğu zaman ağlaştılar ama o bile güzeldi açık havada.
Ben ikram etmek üzere naçizane bişeyler hazırlamıştım arkadaşlara. Yüzüme karşı, hepsini çok beğendiklerini söylediler. Doğal olarak tabi:) En çok da kekin tarifini buraya koymamı istediler. Sanki ikramlarımı beğenmelerinden daha çok blogumu takip ediyor olmalarından mutlu oldum:) E tabi tarifi koymak için keki tekrar pişirip fotoğrafını çekmem gerekiyordu. Taaa çarşambayı bulmam bu sebepten.
İşşşte beklenen tarif. Meltem Hanım, siz önden buyurun...

Balkabaklı Kek
1 bardak (cup) = 250 ml

2 bardak tam buğday unu (normal un da kullanılabilir)
1 bardak pekmez
1/2 bardak şeker
4 yumurta
1 bardak ayçiçek yağı
2 bardak balkabağı püresi*
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay kaşığı toz zencefil

*Balkabaklarını, mevsiminde buharda pişirip blender ile püre haline getirmiş ve 2 bardak ölçüsünde poşetleyip buzluğa kaldırmıştım. İnsan gözde tariflerinin malzemelerini buzluğunda her daim hazır bulundurmalı:)

1. Şeker ve yumurtayı iyice çırp.
2. Yağ ve pekmezi ekleyerek karıştır.
3. Tüm kuru malzemeleri bir kaba ele. Yumurtalı karışıma ekleyerek karıştır.
4. Yağlı kağıt serilmiş geniş bir kalıba (2 parmak kalınlığını geçmeyecek şekilde) dök. Önceden ısıtılmış 175 derece fırında 25 dakika pişir.

Kalıp olarak mini fırınımın tepsisini kullandım. İçine serdiğim yağlı kağıdın kenarlarını yüksek tutarak kabardığında taşmasını önledim. Daha önce yaptıklarımdan daha ince ve güzel oldu. Kesinlikle geniş bir kalıpta pişirmek gerekiyor. Ne kadar ince o kadar güzel.
Fırından ilk çıkardığımda 2 parmak kalınlığında idi. Soğuyunca hafifçe iniyor.

Bu kadar bilgi/belge yeter mi arkadaşlar?

Son olarak, gezimizden blogumun içeriğine uygun güzel bir kare. Sofradayız, yiyoruz, yiyoruz, yiyoruz...





5 Mayıs 2008 Pazartesi

Limonlu Sebze Çorbası

Favori çorbam sürekli değişiyor. Son bir aydır ennnnn favorim Pırasa Çorbası. Bu çorbayla tanışmasaydım pırasayı yalnızca almam gerekiyor diye alacak sonra ne yapacağımı bilemez bir telaşla her yemeğin içine az az katıp bitirmeye çalışacaktım- seneleeerdir yapageldiğim gibi. Söylememem gerekir gerçi ama ben o klasik pirinçli pırasa yemeğini pek doyasıya yiyemiyorum, pişiremiyorum o yüzden. Ama neyseki bu güzelim çorbayı yaptım, yedim, beğendim, tekrar yaptım, Sinan-Civan yedi, daha çok beğendim... Her hafta mutlaka yaptım, arada başka sebzelerle, mercimekle çeşitlendirdim. Hepsine ama hepsine bayıldım! Ve Sinan ve Civan hiçbirine hayır demediler, büyük bir zevkle içtiler.

Candan Turhan bu çorba için "Bu kadar basit ve bu kadar kısa bir tarif daha var mı?" demiş tarifinin başında. Ve ben ekliyorum: bu kadar leziz, bu kadar ferah, bu kadar çeşitlendirmeye müsait, bu kadar sebze-sebze, bu kadar malzeme-kurtarıcı, bu kadar sağlıklı bir tarif de yok! Bi deneyin, bakalım siz ne düşünceksiniz?

Pırasa Çorbası
4-5 porsiyon
Candan Turhan, Dumanı Üstünde Doyurucu Çorbalar, s.43

Yarım kilo pırasa, doğranmış
1 patates, ufak doğranmış
1 yemek kaşığı tereyağ
1 lt sıcak su
1 çay kaşığı zencefil
1/2 çay kaşığı muskat rendesi
1/2 limonun suyu
1 çay kaşığı tuz
Limon kabuğu rendesi (servis için)

  1. Yağı erit, pırasa ve patatesi kavur.
  2. Su, tuz ve baharatı ekleyip 20-30 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişir.
  3. Blenderla püre yap ve bir taşım daha kaynattıktan sonra ateşten al.
  4. Limon suyunu ekle ve ağzı kapalı dinlendir.
  5. Servis yaparken üzerine limon kabuğu rendesi serp. Tabi isteğe bağlı olarak.
Teknik çok basit. Tereyağında sebzeleri hafif kavur. Su ve baharatını ekle pişir. Püre yap. Limon suyunu ekle. Dinlendir.

Hepsinde pırasa başrolde olacak şekilde, işte yaptığım çeşitlemeler:





200 gr pırasa, 4-5 sap yeşil soğan, 1 havuç, 1 patates









250 gr pırasa, 1 havuç, 1 pancar









2 sap pırasa, 1 havuç, 1 kabak, 1/2 bardak kırmızı mercimek
baharat olarak kimyon, kişniş, muskat



Benim kırmızı mercimeğim böyle kabuklu. Müthiş bir şey. Marketlerde satıldığını hiç görmedim. Anneannemizden aldım, çok sevdim. Neden soyarlar ki o güzelim kabuğunu mercimeğin?

1 Mayıs 2008 Perşembe

Köfteli Domates Çorbası


Sinan daha küçükken çok yapardım sulu köftemsi yemekler. Bayılarak yerdi. Sonra ne oldu bilmem köftelerim fena halde dağılmaya başladı. Toparlamaya uğraşmadım. Sıkıldım sanırım. Hiç yapmamaya başladım, sonra da unuttum gitti. Geçen gün Sevgili Zümrüt Özkan Anjuere'nin yazısında, oğlu Kaan'ın Tata Çorbasının içinde (köfteli-sebzeli yoğurt çorbası) ne kadar kabak olursa olsun itiraz etmeden üstelik te büyük bir iştahla yediğini okuyunca, evde de hazır kabak varken bi yapsam dedim. Köfteler azıcık kıymadan yapıldığı için onları küçük küçük yuvarlamak gözde büyütülecek bir iş değil kesinlikle. Hemen oluveriyor. Bol kabak ve köfte ile yaptım bu tata çorbasını. Sinan ağzı yana yana, "anne bu ne kadar lezzetli olmuuuuuuuuş" diye diye yedi koca bi tabak. Halbuki aynı malzemeleri kullanarak ama kıymayı köfte olarak değil de kavrulmuş olarak koyduğumda hiç almadım bu tezahuratı . İçinde görünce top top köfteleri öyle mutlu oldu ki. Daha sık yapmalıyım dedim.

Yoldan geldik, evde hiç sebze falan yok. Acilen yemek yapmam lazım. Ortaya bu çıktı. Buzluktaki kıymadan hemen köfteleri yuvarladım ve hazır domates suyunun içinde pişirdim. Çok güzel oldu. Ne bir baharat ne de bir tuz (hazır domates suyu zaten tuzlu oluyor). Öyle zahmetsiz ve çabucak oluverdi ki.


Köfteli Domates Çorbası
3-4 porsiyon

200 gr orta yağlı kıyma
3 yemek kaşığı bulgur ya da pirinç ya da kırık mısır
1 küçük soğan, rendelenmiş
Tuz, karabiber, kuru nane
2 yemek kaşığı un, köfteleri bulamak için

1 lt domates suyu + 1 bardak su
  1. Köfteler için un hariç bütün malzemeyi yoğurun. Fındık büyüklüğünde köfteler yapıp una bulayın.
  2. Kaynayan dometes suyunun içine atın. 25-30 dk pişirin.
Tabi domatesin güzel zamanında taze domatesle yapmak lazım. Ama acil durumlar için kilerden konserserve domatesi, domates suyunu da eksik etmemeli.

Taze domatesle nasıl yaparım: Kabukları ile beraber robotta iyice çekip önce içine hiçbirşey koymadan suyunu çektiririm. İçine sıcak su, kıyma yağsız ise biraz tereyağı, biraz tuz. En son köfteler.

Hazır domates suyunu ilk kez kullandım. Çok lezzetliymiş. Artık "Evde Heran Mutlaka Bulunması Gereken Malzemeler" listemde.

Related Posts with Thumbnails