12 Mart 2008 Çarşamba

Pirinçli Bezelye Çorbası



Bir Dumanı Üstünde tarifi daha. Böyle basit, böyle az malzemeli işte. Çok hafif, çok hoş… İnsanın içtikçe içesi gelen çorbalardan. Sinan sevdi pek tabi ki. Gerçi buraya koyduğum her tarif gibi ben daha çok sevdim.

Pirinçli Bezelye Çorbası
3 porsiyon
1 yemek kaşığı tereyağ
1 soğan, yemeklik doğranmış
1 bardak taze ya da donmuş bezelye
3-4 yemek kaşığı tam (kahverengi) pirinç
1 avuç kıyılmış maydanoz
1 lt su
½ çay kaşığı rendelenmiş muskat
Karabiber, tuz
  1. Yağı eritin, soğanı kavurun.

  2. Bezelye ve maydanozu ekleyerek kavurmaya devam edin.

  3. Pirinci de ilave edin, kavurmaya devammm….

  4. Su, tuz, karabiber ve muskatı katarak 30 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin.

  5. Biraz demlendirdikten sonra servis yapın.

Tarifin orjinalinde bezelye konserve, pirinç de beyaz olarak verilmiş. Konserve bezelye kullanacak iseniz pişirme süresini 15 dakika olarak ayarlayın. Ama şu anda tazesi, her mevsimde de donmuşu varken konserveye pek yüz vermeyin derim.

Bu çorbamızın Olmazsa Olmazı maydanoz ve muskat.

Maydanoz her zaman elimin altında olmasını istediğim otların başında geliyor. Onsuz olmayan bir sürü yemeğimiz var çünkü. Bir süredir maydanozu alır almaz hepsini yıkayıp sapları dahil kıyıp buzluğa atıyorum. Yemeklerde kullanacağım zaman poşeti buzluktan çıkarıyor ve kullanacağım kadarını parça olarak alıyor (çok kolay koparılıyor) gerisini tekrar buzluğa kaldırıyorum. Dereotunu da aynı şekilde hep buzluktan kullanıyorum. Taze fesleğen bulursam onu da buzluğa kaldırmayı düşünüyorum.
Böylelikle hem her zaman maydanozum, dereotum kullanıma hazır oluyor hem de gramını ziyan etmiyorum.
Soğanı da doğrayıp koyuyorum buzluğa fakat onu başka zaman anlatayım.
Annemin bir lafı ile kapatayım artık: "Yiyene afiyet olsun, yemiyene git şuraya otur olsun!" Lafın orjinali böyle değil, bu terbiye edilmiş hali sanırım. Çocukken kızdırırdık annemi çok. Yemezdik ki hiç yemek!! Şimdi farkediyorum ki aslında ne çok üzmüşüz onu. Mutlu etmek ise ne kadar kolaymış. Tabağındaki yemeği bitir, sonra bütün gün şirne (bu da Karamanlıca, şımar dur anlamında). Eminim hiçbir annenin siniri, yemeğini yiyen çocuğun şirnemesine bozulmaz. En azından ben öyleyim. Gerisini bilmiyorum.

10 Mart 2008 Pazartesi

Kremalı Ispanak Çorbası


Ben sade suya sebze çorbalarını yapmazdım hiç, öyle tarifleri hemen atlardım. Tavuk suyu olmadan lezzetli olmaz diye… Nasıl yanılmışım! Bunca sene!! Buyurun işte: ıspanak, su, az süt, az krema. Nefis! N’oldu da daha önce yaptığım zaman hiçbir şeye benzemeyen çorbalar birden lezzet abidesi kesiliverdi? Veriyorum müthiş çorba pişirme sırlarını. Candan Turhan o güzelim kitabında bahsetmiş, ben de deneyimledim. Buyurun:


  1. Çorbayı pişirmeye başlamadan önce malzemelerin en az yarısı (ilk tencereye girecek olanları) hazır edilmeli. Tecrübelerime göre en önemli şey, sakin, dingin ve dengeli olmak. Öyle panik içinde malzemeler havada uçuşurken yaptığım yemekler pek bir şeye benzemiyor ne yazık.

  2. Malzemeler nasıl doğranması gerekiyor ise öyle doğramalı ve hepsinin aynı şekil ve büyüklükte doğranmış olmasına özen göstermeli.

  3. Çorbalara eklediğimiz su kesinlikle kaynar su olmalı. Ben en çok buradan kaybediyormuşum. Soğuk koyup kaynamasını bekliyordum:( Ani su ısıtıcımız en önemli yardımcımız.

  4. Kesinlikle ama kesinlikle ağzı kapalı ve altı çok çok kısık bir şekilde pişirmeli. Fokur fokur kaynatmadan ve tencerenin ağzını neredeyse hiç açmadan. Ne kadar az buhar kaybı o kadar az besin kaybı ve o kadar çok lezzet korunumu!

  5. Fazla pişirilmemeli. Sebze çorbaları ve hatta mercimek çorbası bile bir üst maddedeki şartlar yerine getirildiğinde 20-25 dakikada pişiyor. Kesinlikle saat kullanılmalı. Ben fırınımın saatini ayarlıyorum.

  6. Çorbaya ekleyeceğimiz baharat, tuz gibi malzemelerin hepsini küçük bir kapta hazırlamalı, hepsini tek tek eklemek için uğraşırken gereksiz buhar kaybına izin vermemeli.

  7. Ve baharatlar. Mesela zencefil, mesela muskat ya da zerdeçal, kişniş… Ve baharat karışımları garam masala, köri… Ufacık bir dokunuşları ile yemeği bambaşka bir düzleme çıkarıveriyorlar. Karabiber kimyon kısırlığından kurtulmak, baharat yelpazemizi geliştirmek, genişletmek lazım. Dumanı Üstünde özellikle baharat kullanma konusunda insanı çok geliştiriyor. O baharatlar ki bi pırasayı, bi ıspanağı, bi pancarı, bi bezelyeyi (üstelik de konserve), bi kabağı aşık olunası çorbalar haline dönüştürüveriyor. Tarifte verilen baharatı evde yok diye es geçmemeli, bi baharatçıya gitmeli, almalı. Üşenmemeli.

  8. Çorba ateşten alındıktan sonra mutlaka ağzı kapalı olarak dinlendirilmeli, demlenmeli. Sakinleştirilmeli. En az yarım saat. Yani çorbanın altını kapatıp hemen sofraya getirmek yok.
Ben her sabah aynı saatlerde (bebek uyurken) büyük bir hassasiyetle daha önceden belirlediğim (çoğunlukla Dumanı Üstünde’den) çorbayı tüm bu noktalara dikkat ederek pişiriyorum. Ve artık hiç hayal kırıklığı yaşamıyorum.

Bu kadar dersten sonra gelelim tarife. Tabi ki Dumanı Üstünde’den.

Kremalı Ispanak Çorbası
4-5 porsiyon

500-750 gr ıspanak
1 yemek kaşığı tereyağ
1 kuru soğan, yemeklik doğranmış
1 lt su
2 yemek kaşığı krema
Yarım bardak süt
Yarım çay kaşığı muskat
1 çay kaşığı tuz
Karabiber


  1. Yağı eritip soğanı kavurun.

  2. Kabaca doğranmış ıspanağı ekleyin ve 5-10 dakika kavurun.

  3. Suyu ekleyin, 20 dakika kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin.

  4. Blenderla püre yapıp krema, süt, baharat ve tuzunu ekleyin. Bir taşım daha kaynatıp ateşten alın.

  5. Ağzı kapalı demlendirin.

Çorbamızın Olmazsa Olmazı muskat. Namı diğer küçük hindistancevizi ya da hint cevizi. Toz olarak değil de tane olarak almak ve rendeleyerek kullanmak daha makbul. 10 tane alsanız senelerce yetiyor. Zaten hep çok az miktarlarda kullanılıyor. Eksik etmeyin derim.

Çorba, haşlanmış nohut ve makarna eklenerek taneli hale getirilebilir. Taneli hali Sinan’ın daha çok hoşuna gitti.

Related Posts with Thumbnails